devrim

önbilgi: nam-ı diğer vosvos olan volksawagen’leri bilmeyeniniz yoktur rusya’nın soğuğuna dayansın diye hava soğutmalı yapıldığını da biliyor olabilirsiniz hatta kelime anlamının halk arabası demek olduğunu da biliyor olabilirsiniz ama ilginç olan nokta şu ki bu arabalar “herkesin bir arabası olsun” diye düşünen hitler’in dizaynı ile ile hayat bulmuştur ve faşistler şahı bir insana bu sosyal devlet anlayışı sebebiyetiyle vay be dedirtmiştir

efendim az evvel ailecağızımla “devrim arabaları” ı izleyince hemen devrimin hikayesini ilk okuduğum yere koştum -ki beni de daha önce o sayfaya sürükleyen zaten  kendisinin (şu an hangisi olduğunu tam hatırlayamadığım) süpersonik afişleri olmuştu

kaç bzamandır izlemek istesem de anca bugüne kısmet olan filmimiz hikayesinin
boğazda düğüm bırakır tadı bir yana oyuncuları için bile izlenir bir film olmuş
bile diyebilirim

ama şunu da belirtmeden geçmeyeyim ki bilgisayar oyunlarının bile yanında daha gerçekçi kaldığı meclisin önündeki sahne hariç hayır kimse mi demedi abi bu sahne biraz “değişik” oldu ya diye bu nokta haricinde hakikaten çok güzeldi ki burdaki güzellikten az evvel de dediğim gibi oyuncuların güzelliğini de ayrıca kastettiğimi dip not düşüvereyim hoş bu kadar güzellik olunca da toplamda hepsi oldukça az görünmüşler ya neyse diyoruz

tek başıma izlesem boğazdaki düğüm diye tarif ettiğim olayın yerini bayağı bayağı salya
sümüğe bırakacağını tahmin ettiğim filmimizin öyküsünde kanımca en acı nokta ise bütçenin parası boşa gidiyor denilerek 1milyon 400bin liranın devrim’e çok görülmesi
ama
tarım bakanlığının at ıslahı için giden 25milyon liraya hiiiiç laf söz edimemesi (burası filmde değinilen bir nokta değil esasında ben afişi aldığım yerde okumuştum ki o da devrim’in yapımında rol oynayan Salih Kaya Sağın’ın yazısından bir derleme imiş)

ha bi de 4 devrim’den 3ünün hurdaya çıkarılması var ki buna acı sıfatını değil rezil sıfatını uygun görüyorum açıkçası

bu arada madem yerli filmden bahsettik bu ikiyi de atlamayalım lütfen

fasülye: artık kült olmuş, selim erdoğan’ın (dayı dayı ali dayı) sessiz
sessiz götürdüğü haluk bilginer’in ak sakallı bilge olarak kopardığı film bi de
burak sergen’le bülent kayabaş var tabi

inşaat: şevket çoruh’un cool değil komik olduğu zamanlardan kalma(sultan
makamı hali iyi idi keşke polis olmayaydı) emre kınay yeşim büber ve bi sürü
komik oyunculu yine kopartan bi film

Yorum bırakın